Madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan zararlara ilişkin Anayasa Mahkemesi’nden yapılan başvuruda ihlal kararı
Anayasa Mahkemesi (AYM), madencilik faaliyetleri nedeniyle evi zarar gören kişinin “Taşkömürü Havzasında Taşınmaz Edinilmesine Dair Kanun” uyarınca açtığı tazminat davasının yerel mahkemece reddine karar verdi. Mülkiyet hakkı bağlamında etkili bir uygulama hakkının ihlalidir.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre Türkiye Taşkömürü Anonim Şirketi (TTK) Genel Müdürlüğü, 1996 yılında bir şirketle anlaşma yaparak Zonguldak’ın Dilaver İlçesini kapsayacak şekilde maden ruhsatı verdi.
Bölgedeki konutunun maden arama nedeniyle meydana gelen çökmeler nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini savunan mülk sahibi, zararının tazmini için TTK’ya dava açtı.
Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı 6444 sayılı Kanun hükmü uyarınca reddetmiştir. 3303 sayılı Kanun’a göre “taşınmaz maliklerinin madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan zararlardan dolayı herhangi bir hak ve tazmin talebinde bulunmaları mümkün değildir”.
Yargıtay’ın kararı onaylaması üzerine taşınmazın sahibi, hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Yargıtay, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verdi. İhlalin sonuçlarının giderilmesi için kararın bir kopyası yerel mahkemeye gönderildi.
Kararın gerekçesinden
Anayasa Mahkemesi’nin kararında, başvurucunun TTK aleyhine açtığı tazminat davasının yerel mahkemece sadece 6544 sayılı kanuna dayanılarak reddedildiği belirtildi.
Bu tespit kapsamında, Anayasa kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilerek, kararda mülkiyet hakkının ihlaline ilişkin orijinal argümanın incelenmesi gerektiği ifade edildi. idari makamlar, diğer kurum ve kişiler, “Buna göre, kamu gücünü kullanan mercilerin her türlü iş ve işlemlerinde öncelikle Anayasa hükümleri uygulanır. zorunludur.” değerlendirme yer aldı.
Kararda, Anayasa’nın 152. maddesinde, bir davaya bakan mahkemenin, ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümlerini Anayasa’ya aykırı bulması halinde, davayı erteleyebileceği veya iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurabileceği hatırlatıldı.
İhlal kararının ardından yapılacak yeniden yargılamada mahkemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurabileceğine işaret edilen kararda, “Sonuç olarak, Anayasa’nın ihlali göz önünde bulundurularak yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar vardır. mülkiyet hakkı ve sonuçları mevcut uygulamada anılan Anayasa hükümlerine göre giderilebilir.” söylendi.